KINIYORUM

KINIYORUM

 

            O'nun işi, canımızı en beklenmedik zamanda, en beklenmedik yerde ve en etkili biçimde acıtmak. O varlığını ve etkinliğini, en vahşi, en insanlık dışı, en barbar yöntemlere dayandırıyor. Öldüreceği insanları çocuk, yaşlı, kadın diye ayırt etmeden kendini patlatıyor. Ve biz bu katliamları kınıyoruz... 

            Herkes ,her defasında  bu eylemleri kınıyor. Cumhurbaşkanı, başbakan, İçişleri Bakanı, Gnkur.Bşk., ilgili/ilgisiz devletin bütün kurumları, partiler, spor kulüpleri, aydın sıfatlı zatlar...ve maalesef vatandaşlar,  yani bizler.

            Kınama ne için yapılır? Kınama, iyi olanın tercih edilme şansı varken, kötü olanın bilinçli ve maksatlı olarak tercih edilmesi nedeniyle yapılır. Kınamada bir vicdani tercih beklentisi söz konusudur,  hayal kırıklığı ile birlikte bir acizlik mevcuttur.

            Peki,  biz terör örgütünü  yaptığı eylemden dolayı neden kınıyoruz o zaman? Ondan vicdani tercih yapmasını mı bekliyoruz? Kınamak için onunla bir bağlantımızın olması, asgari müştereğimizin bulunması, bir karşılıklı söz vermişliğimizin olması ve onun da bu sözünde durmamış olması gerekir.

            Eğer terör örgütü ile  böyle bir sözleşmemiz ve buna bağlı  beklentimiz var ise..., yazıklar olsun bize.  Biz terör örgütünü ve eylemlerini ancak lanetleriz. Kızarız, hiddetleniriz, küfür ederiz... Çünkü o kötü, biz iyiyiz. Ama asla kınayamayız.

            Ne yazık ki bizler terörü kınayacak kadar aciz durumdayız. Çünkü bu hale getirildik.

            Benim terörle ve teröristle karşılıklı hiçbir akitim olmadığı gibi ondan hiçbir beklentim de yok .İşte tam bu yüzden terörü kınamıyorum, sadece lanetliyorum ve ömrümün sonuna kadar da lanetleyeceğim. 

    AMA...

            Terör örgütleri ile hesap peşinde olanları KINIYORUM...

            Şiddet ve şehit sayısı üzerinden oy toplama ve iktidar olma hesabı yapanları KINIYORUM...

            İllerde ve ilçelerde terörist adı altında tecrübeli ve büyük kısmı müttefik dediğimiz ülkelerden diplomatik pasaportla gelmiş olan yabancı savaşçılarla savaştığımızı halktan saklayan devlet yetkililerini KINIYORUM...

            Asli görevi, bu olayları daha yaşanmadan önlemek olan istihbarat birimlerini KINIYORUM...

            Tüm yetki ve gücü elinde bulunduran ama kullanma basiretini gösteremeyenleri KINIYORUM...

            Personeli zarar gören ve asli görevi  bu olaylarla mücadele etmek olduğu halde UTANMADAN kınama mesajları yayınlayan tüm kurumları ŞİDDETLE KINIYORUM...

            Maaşlarını malum ülkelerden aldığı yıllardır konuşulan ve ifadeleri ile zaten eğitimsiz olan milletimin beynini yıkayan,  tepkisizleştiren sözde akademisyen ve medya jönleri ile onları sürekli ekranlara taşıyan medyayı KINIYORUM...

            Çıkarlarını vatan sevgisinin üzerinde gören ve yaşanan bunca rezalet ve acıya rağmen tercihini kötüden yana kullanmakta ısrar edenleri  KINIYORUM...

            ATATÜRK'ü  sadece rozetlerinde veya arabalarının arka camında taşıdıkları  için  aktif tepki gösterme kudretini damarlarındaki kanda bulamayan ve en az  çıkarcılar kadar  vebal altında olanları KINIYORUM...

            İçi içini yiyen ama tepki gösterme konusunda fikir birliğine varamayanları KINIYORUM...

 

            HUKUK KURALLARI İÇİNDE OLMAK KAYDIYLA, BİLGİ, TECRÜBE VE FİKİRLERİMLE BİRLİKTE İNİSİYATİF ALIP HAREKETE GEÇMEK  YERİNE, SOSYAL MEDYADA AĞZIMA GELENİ SÖYLEYEREK  RAHATLAYAN VE BİR HALT ETTİĞİNİ SANAN KENDİMİ DE KINIYORUM.

            Terörün ne yapmak istediğini, zekasını,karakterini, tecrübesini ve kabiliyetini tanıyoruz. İster dağda olsun,ister düzde olsun ne şekilde mücadele edileceğini de  biliyoruz. Terörle mücadelenin silahlı safhasını pek çoğumuz tamamladık.Şimdi sıra, bu toplumun donanımlı  bir parçası olarak, mücadele ve çözüme katkı sunma konusunda etkin ve itici güç olma safhasındadır.  Bu mücadele politik görüşle veya inançla ilgili değildir. Mevzu- u bahis olan VATAN'dır.

 

MEVZU-U BAHİS VATANSA, GERİSİ TEFERRUATTIR. 

Bülent GÜCÜN